18 Mart 2013 Pazartesi

Biz kimiz?

Biz kimiz?

Yerinde bir soru. Öncelikle "biz" diye bir şeyin olmamasından başlayalım. Biz = ben, saçlarım ve göbeğim olmak üzere ayrılmaz, çılgın bir üçlüyüz. Saçlarımla beraber göbeği olabildiğince dışlamaya çalışıyoruz, ancak başaramıyoruz. Arayışlardayız.

Neden bu blog?

Geçen sene Lyon'da öğrenci kılığında tatil yapıp hayatımın en güzel senesini yaşarken, Ulusal Ajans denilen bir örgütün bana hibe ettiği bir sürü parayı dev bir savurganlıkla habire görmediğim yerleri görmek için harcadım. Esasında bu mevzubahis sene dahilinde birkaç şehri birden fazla defa gördüğüm de olmadı değil. Neyse efendim, bu maceraları basitçe "hayatın bir lütfu" olan algılayıp bunu "hayat da sana güzel ekiekieki keranacı" diye yorumlayan şahısların dışında olan birkaç aklı başında arkadaş (sevgili dostum Burak Doğramacı nasıl olduysa kendini bu topluluk dahilinde bulmayı başardı) bana, "abi bir blog aç da ne gezip ne görmüşsün okuyalım" teklifinde bulundular. O sırada bunu yapıp da olayları naklen anlatmaya üşendim. Ufukta herhangi bir gezip görme ihtimalinin gözükmediği bu zamana kaldı. Yanımda götürdüğüm ufak deftere artık ne yazdıysam, oralardan kalan hatıralarla anlatacağım. Aynı zamanda yakın gelecekte gerçekleştirmek istediğim dünya turu projesinin de ilk adımı olarak görmek istiyorum bunu. Ondandır yani.

Mühim bir şeyler anlatacak mısın?

Hayır. Gördüğüm yerlerle ilgili genel bir iki şey, şu güzel bu güzel, o yemek iyi bu yemek iyi, kaldığım yerlerle ilgili de bir iki yorum.

Now Playing: The Mount Fuji Doomjazz Corporation - Elevator of the Machine.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder